31 Ocak 2013 Perşembe

Amerikan Futbolu Nedir? Nasıl Oynanır?


Amerikan Futbolu, dayanıklılık, kuvvet, çabukluk, hız, strateji, hırs gibi özellikleri olan, hem bireyselliğin hem de takım ruhunun bir arada yaşandığı, karmaşık görünen ancak izleyiciye keyif veren bir spordur.
1890'lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan Amerikan Futbolu, zaman içerisinde tüm dünyada ilgi ve beğeni ile izlenen bir spor dalı haline gelmiştir. Dünya çapında artan izleyici potansiyeli, 2001 yılında A.B.D. Ulusal Futbol Ligi final maçının 1 milyar kişi tarafından izlenmesi ile doruğa çıkmıştır.
Ülkemizde 1980 yılların sonunda bu spora başlayan ilgi, 1990 yılların başında Boğaziçi Üniversitesi'nin ilk Amerikan Futbolu takımı kurmasıyla artarak devam etmiştir. 1993 yılından itibaren Türkiye'de bu spora olan sevginin bir sonucu olarak, üniversiteler çapında yaygınlaşmaya başlamış, ülkemizin önde gelen üniversiteleri olan Hacettepe, İstanbul Teknik ve Marmara'da birbiri ardına takımlar kurulmaya başlamış ve 2002 yılı itibariyle takım sayısı 13'e çıkmıştır.
1993 yılından itibaren artan takım sayısı ile birlikte, bu takımlar arası koordinasyonun sağlanması amacı ile bir teşkilatlanma gereği ortaya çıkmıştır. 1997 yılında Amerikan Futbolu Kurulu mevcut takımların temsilcilerinin katılımı ile kurulmuş ve gelecekte kurulması planlanan Türkiye Amerikan Futbolu Federasyonu için ön hazırlıklara başlamıştır.
1994 yılından itibaren aralıksız olarak ülke çapında lig ve özel turnuvalar gibi organizasyonlar halinde faaliyet gösteren Amerikan Futbolu, çeşitli üniversitelerden bir çok gencin bir araya gelerek sportif bir rekabet içinde, bir yandan özel dostluklar kurmasına ve bir yandan da unutulmayacak anılar yaşamasına aracı olmaktadır.
2001 yılından sonra takımlar gelişerek ekipman almaya başladı ve böylece Korumalı Futbol daha profesyonel bir yapı içine girdi.
2005 yılı itibariyle Korumalı Futbol, Türkiye Beyzbol Federasyonu altına girerek resmi bir kimlik kazanmıştır. Bunun neticesi olarak 2005-2006 sezonu spor kulübü olan takımların mücadele edeceği bir lig niteliği kazanmıştır.
2007 yılında 18 takımın katıldığı bir Türkiye Ligi düzenlenmiştir.



Maçların Genel Yapısı

Amerikan sporlarının en ayırıcı özelliği bol bol maç olmasıdır. NBA'de 82 maç, MLB'de 162 maç. Üstelik bunların üstüne playoff yükü de gelir. Amerikan futbolu, yani NFL'de ise bunun tam tersidir. Bir takım normal sezonda sadece ama sadece 16 maç yapar. 17 hafta sürer normal sezon, her takımın sezon içinde bir hafta nefes alma hakkı vardır. Üstüne yapılan playoff'da ise her tur tek maç üzerinden oynanır, sezonu üstte bitiren takım, o tek maçta evsahibidir. 32 takımdan 12'si playoff'a kalır ve normal sezonu ilk 4 sırada bitiren takımlar ilk turu pas geçerler. Yani ekstra bir hafta dinlenmeyle ödüllendirilirler.

Bunları vurgulamamın sebebi, Amerikan futbolunda bir maç adeta bir savaştır. Her maç önemlidir. Her oyun önemlidir. Mücadele çok yoğundur. Aynı bizim futbol gibi haftasonu bir maç yapılır, sonra bütün hafta vıdı vıdı dedikodusu olur. Her hareket ince ince mercek altına yatırılır. Sabır yoktur. O yüzden bu yazı da genelde tek bir maç üzerinden gidecek. (Tüm bu laflardan ABD'nin diğer popüler sporu olan beyzbol ile ayrı kamplarda olduğu anlaşılabilir) 


Amerikan futbolunda skor, en temel olarak topu alıp karşı takımın endzone'una (yani aut çizgisinin ötesine, o alanın hepsi kaledir) ulaştırmakla yapılır. Buna da touchdown(yani gol) denir, genelde kısaca TD diye yazılır. Ulaştırmak derken, hücum oyuncusu o alan içinde topa sahip olmalıdır, ya top elindeyken koşarak, ya da kendisine atılan pası tutarak.


Endzone'da, elinde topu tutan hücum oyuncusu


Amerikan futbolunda hücum eden takımın 4 tane down hakkı vardır. Down, topun oyunda olduğu süredir. Defans oyuncusu elinde top olan hücum oyuncusunu yere indirdiğinde, yani tackle yaptığında, oyun sahası dışına ittiğinde veya atılan pas tamamlanamadığında, veya TD yapıldığında biter.

Hücum eden takım 4 down hakkında 10 yarda kadar ilerlemelidir. Eğer herhangi bir down'da 10 yardayı geçmişse tekrar 1. down hakkını kazanır. Böyle böyle topu kaptırmadığı sürece rakibin endzone'una doğru ilerleyebilir.

Yarda olayı önemli olduğu için Amerikan futbolu sahaları cetvel gibi çizgilerle doludur.

Bir Down'ın Anatomisi

Bir down başlangıcında 3 tane değişken vardır: Birincisi bulunulan konumdur. Örneğin Chicago'nun 45. yardı dendiğinde topun Chicago takımının endzone'una 45 yard uzaklıkta olduğu anlaşılır. İkincisi o anki down sayısıdır, üçüncüsü de yeni bir "1st down" kazanmak için kaç yarda kaldığıdır. İlk hakta "1st and 10" ile başlanır. Eğer down sonucunda 4 yarda ilerlenebildiyse oyun 41. yardadan "2nd and 6" diye devam eder. Burada yine örneğin 3 yarda ilerlenebildiyse "3rd and 3" olur. Veyahut, diyelim ki 2. down'da 25 yard ilerlendi, top artık 41 - 25 = 16. yardadadır ve tekrar "1st and 10"olmuştur. 

Bir down snap ile başlar. Snap'de center (C) pozisyonundaki oyuncu yerde duran top bacaklarının arasından geriye doğru atarak oyunu başlatır. Topu genelde ilk alanquarterback (QB)'dir.

İki tane hücum opsiyonu vardır. Birincisi koşu oyunu, yani rushing'dir. Bu oyunda QB topu aldığı gibi running back (RB) pozisyonundaki oyuncuya elden verir. RB topu eline alıp ileri doğru koşmaya başlar. Bu sırada diğer hücum oyuncuları ona yol açmaya çalışırlar. Defans oyuncuları da bu sırada RB'yi yakalayıp tackle etmeye çalışırlar.



Bu videoda koşu oyunu örnekleri vardır.

İkinci opsiyon pas oyunudur. Topu alan QB geriye doğru çekilip pas atacak adam aramaya başlar. Bu sırada defans oyuncuları QB'yi yakalamaya, hücum takımının bir grup oyuncusu da QB'yi korumaya çalışır. Bu sırada bir grup hücum oyuncusu da pas almak üzere hareket ederler. QB bu oyunculardan birine doğru pasını gönderir. Eğer oyuncu pası yere düşürmeden alabilirse o kadar yarda ilerlemiş olur, dahası pası alırken yere düşmemişse koşarak daha da fazla ilerleyebilir.


Bu videoda pas oyunu örnekleri vardır.

Hücum eden takımın 4 down hakkı vardır demiştik. Genelde 4. down'a gelindiyse ve henüz 10 yarda geçilemediyse artık koşu veya pas oyunu denenmez. Çünkü 4. down'da 10 yarda geçilemezse top bulunduğu noktada rakip takıma geçer. O yüzden top, eğer rakip endzone'dan uzaktaysa punt (yani degaj) ile ileri doğru ayakla vurulur. Amerikan futbolunda saha pozisyonu önemlidir, eğer top rakip takıma kendi endzone'una yakın noktada verilirse bu önemli bir dezavantaj yaratır. Punt ise topu daha uzakta vermeye yarar.


Burada bir punt örneği var.


Eğer top rakibin endzone'une yakınsa, ve 4. down'a gelindiyse bu sefer ayakla field goal (FG) yaparak skor yapılabilir. Bu oyunda kicker denen ve topa iyi şut vurabilen özel oyuncu topa ayakla vurarak endzone'da bulunan direklerin arasından geçirerek skor yapar. TD 6 sayı kazandırırken, FG 3 sayı kazandırır. Yani daha az sayıya razı olarak top karşı tarafa teslim edilebilir.


Başarılı bir FG

Bazen 4. down normal pas veya koşu oyunu olarak da kullanılabilir. Eğer maçın sonlarındaysa ve hücum takımına rakibine yetişmek için FG ile kazanacağı 3 sayı yetmiyorsa, veya punt yaparak topu vermenin anlamı kalmadıysa 4. down'da normal oyun yapılır. Bazen maçın ortasında bile olunsa 4. down'da 1 yardadan az mesafe kaldıysa riske girilerek kısa koşu oyunu kullanılabilir.

Bir de hileli oyunlar vardır. FG veya punt yapılacakmış gibi sahaya dizilip topa vuracak oyuncu topa vurmak yerine pas verebilir. Bu oyunlar doğal olarak nadir kullanılır ve genellikle başarısız olur. 

Başarılı bir fake Punt.

http://sporlocasi.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder